AB İlaç Ajansı başarılı Alzheimer ilacını onaylamıyor

EMA kararı 30. Temmuz 2024 07:36 Dennis L. Alzheimer ilacı Lecanemab ABD’de büyük başarı elde etti, ancak AB bu önemli ilacı onaylamayı reddetti – Alman Nöroloji Derneği’ni ve Avrupa’daki sayısız doktoru dehşete düşürdü. )kcots ebodaedhoR çanta(Fotoğraf: © Uzun süredir Amerika’da Alzheimer ilacı başarıyla kullanılıyor Yenilikçi tedavilerden yoksun Avrupalı ​​Alzheimer hastaları Gelecek Avrupa’da Alzheimer araştırması nesli […]

AB İlaç Ajansı başarılı Alzheimer ilacını onaylamıyor

EMA kararı

Dennis L.

Alzheimer ilacı Lecanemab ABD’de büyük başarı elde etti, ancak AB bu önemli ilacı onaylamayı reddetti – Alman Nöroloji Derneği’ni ve Avrupa’daki sayısız doktoru dehşete düşürdü.

)kcots ebodaedhoR çanta(Fotoğraf: ©

  • Uzun süredir Amerika’da Alzheimer ilacı başarıyla kullanılıyor
  • Yenilikçi tedavilerden yoksun Avrupalı ​​Alzheimer hastaları
  • Gelecek Avrupa’da Alzheimer araştırması nesli tükenmekte olan

Avrupa İlaç Ajansı’nın (EMA) Alzheimer ilacı Lecanemab’ı onaylamama kararı, Alzheimer hastalığının Avrupa’daki tedavisini nasıl etkiliyor? Birçok hastaya umut ışığı olarak görülen ilaç, olası riskler nedeniyle onaylanmıyor. Bu kararın hastalar, araştırmacılar ve ilaç endüstrisi için geniş kapsamlı sonuçları var.


Amsterdam, Hollanda). Alzheimer, öncelikle yaşlı insanları etkileyen ve bilişsel işlevlerin ilerleyici kaybıyla karakterize edilen nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalık, demansın en yaygın şeklidir ve dünya çapında milyonlarca insanı etkilemektedir. Alzheimer, beyinde plak oluşumuna yol açan ve sinir hücreleri arasındaki iletişimi bozan beta-amiloid proteinlerinin birikmesiyle karakterizedir. Tau proteinlerinden oluşan nörofibriler yumakların yanı sıra bu plaklar, nöronal hücre ölümünün ve bunun sonucunda ortaya çıkan bilişsel gerilemenin başlıca nedenleridir. Yoğun araştırmalara rağmen Alzheimer hastalığının kesin nedeninin henüz tam olarak anlaşılamaması, etkili tedavilerin geliştirilmesini zorlaştırmaktadır.


Alzheimer’ı tedavi etmek için etkili ilaç arayışı, modern tıptaki en büyük zorluklardan birini temsil etmektedir, ancak hastalığın ilerlemesini geciktirebilecek veya semptomları hafifletebilecek semptomatik tedaviler mevcut olsa da, şu anda bir tedavi yoktur. Beta-amiloid birikintilerinin azaltılması ve tau proteinlerinin stabilize edilmesi dahil olmak üzere çok sayıda yaklaşım araştırılmaktadır. Son yıllarda özellikle beta-amiloid proteinlerine saldıran antikor tedavilerinin geliştirilmesi umutları ateşledi. Bu tedaviler beyindeki plak oluşumunu azaltmayı ve böylece hastalığın ilerlemesini yavaşlatmayı amaçlamaktadır. Umut verici çalışma sonuçlarına rağmen, bu yeni terapötik yaklaşımlar sıklıkla düzenleme ve güvenlik engelleriyle karşı karşıya kalıyor ve bu da yeni ilaçların onaylanmasını karmaşık ve uzun hale getiriyor.


Alzheimer ilacıyla ilgili EMA kararı

Avrupa İlaç Ajansı (EMA), geçtiğimiz günlerde yeni Alzheimer ilacı Lecanemab’ın onaylanmasıyla ilgili önemli bir karar aldı. Son yılların en umut verici gelişmelerinden biri olarak kabul edilen bu Alzheimer ilacı, kapsamlı testlerin ardından Avrupa pazarına onay vermedi. EMA, ilacın risk-fayda oranının tatmin edici olmadığını söyleyerek kararını gerekçelendirdi. Lecanemab, beyindeki beta-amiloid proteinlerine spesifik olarak saldıran ve onları parçalayan bir antikordur; çalışmalar Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatabildiğini göstermiştir. Ancak klinik çalışmalar, katılımcıların yaklaşık yüzde 13’ünün tehlikeli beyin şişmesinden muzdarip olduğunu ve bunların bazılarının beyin kanamalarına da neden olduğunu gösterdi.

Bu kararın Avrupa’daki tıp camiası ve hastalar için geniş kapsamlı sonuçları var. Essen Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Direktörü Prof. Christoph Kleinschnitz bu kararı eleştirdi ve risklerin öncelikle yaşlı hastalarda veya felç gibi daha önceden hastalıkları olanlarda ortaya çıktığını vurguladı. Almanya’daki yaklaşık bir milyon Alzheimer hastasının en azından bir kısmının bu yenilikçi tedaviye erişimini sağlamak için daha az hassas hasta gruplarına yönelik seçici onayın dikkate alınması gerektiğini savundu. Alman Nöroloji Derneği (DGN) bu görüşü destekliyor ve lecanemabın halihazırda onaylanmış olması ve ABD’deki hastaların kullanımına sunulması nedeniyle Avrupa’nın uluslararası karşılaştırmada geride kalabileceği konusunda uyarıyor.

Avrupa’daki Alzheimer hastaları üzerindeki etkisi

Avrupa İlaç Ajansı’nın Alzheimer ilacı Lecanemab’ı onaylamama kararı, Avrupa’daki Alzheimer hastaları açısından ciddi sonuçlar doğuruyor. Almanya’da yaklaşık bir milyon ve Avrupa’da milyonlarca insan bu yıkıcı hastalıktan muzdarip ve artık semptomlarının ilerlemesini potansiyel olarak yavaşlatabilecek tedaviye erişimleri yok. Bu karar, etkilenen hastaların semptomatik tedavilere güvenmeye devam etmeleri anlamına geliyor ve bu da hastalığın ilerlemesini yalnızca marjinal olarak etkileyebilir. Bu, yeni ve daha etkili bir Alzheimer ilacı umut eden birçok hasta ve aileleri için büyük bir başarısızlık oldu.


Bu durum, Avrupa’da Alzheimer hastaları ve aileleri için halihazırda mevcut olan zorlukları daha da kötüleştirmektedir. Yenilikçi tedavilere erişim olmadığında hastalığın yükü çok büyük olmaya devam ediyor. Alzheimer hastalarının bakımı muazzam fiziksel, duygusal ve finansal kaynaklar gerektirir. Sağlık sisteminin halihazırda baskı altında olduğu Almanya gibi ülkelerde, Alzheimer hastalarının sayısının artması ciddi bir yük oluşturuyor. Ayrıca yeni ilaçların bulunamaması, hastaların gelişmiş tedavilere ulaşmak için başka ülkelere seyahat etmek zorunda kalabileceği anlamına geliyor. almak. Ancak bu sadece birkaç kişi için finansal ve lojistik açıdan mümkün ve bu da sağlık hizmetlerinde eşitsizliği daha da artırıyor.

Avrupa’da Alzheimer araştırmalarının geleceği

EMA’nın Alzheimer ilacı Lecanemab’ı onaylamama kararı sadece hastalar üzerinde doğrudan bir etki yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’daki Alzheimer araştırmalarının geleceği hakkında da soru işaretleri yaratıyor. Yeni Alzheimer ilaçlarının araştırılması ve geliştirilmesi, hem devlet hem de özel yatırım gerektiren uzun ve maliyetli bir süreçtir. Lecanemabın reddedilmesi, yüksek riskler ve katı düzenleyici gereklilikler göz önüne alındığında, Alzheimer araştırmalarına ek kaynak yatırımı yapmakta tereddüt edebilecek yatırımcılar ve ilaç şirketleri için potansiyel olarak caydırıcı olabilir. Yatırımlarda böyle bir düşüş, Avrupa’nın sinir bilimi ve Alzheimer tedavilerinde yenilik yapma yeteneğini önemli ölçüde etkileyebilir.

Avrupa, yeni Alzheimer tedavileri geliştirmeye yönelik küresel rekabette geride kalma riskiyle karşı karşıya. Birçok yenilikçi Alzheimer ilacının ABD’de halihazırda onaylanmış olması, buradaki düzenleyicilerin daha esnek ve potansiyel olarak risk alma yaklaşımına işaret ediyor. Avrupa’nın bu alana ayak uyduramaması, yetenekli bilim adamlarının ve önde gelen ilaç şirketlerinin araştırma ve geliştirme faaliyetlerini başka bölgelere taşımasıyla sonuçlanabilir. Bu durum Avrupa’daki bilimsel ilerlemeyi yavaşlatacağı gibi ekonomik dezavantajları da beraberinde getirecektir. Buna karşı koymak için, yeni ilaçların güvenliğini sağlarken Alzheimer hastalarının ihtiyaçlarını karşılamak için araştırma stratejilerinin yeniden düzenlenmesi ve bilim, endüstri ve düzenleyici otoriteler arasında daha yakın işbirliği yapılması gerekiyor.


AB İlaç Ajansı başarılı Alzheimer ilacını onaylamıyor

Teknory